Fetih, kalplerin ve kapıların açılmasıdır. Fetih, kelime-i tevhidin, içine girip fethettiği gönlün, heyecanını dışa taşırıp başkalarını da kuşatıp yararlandırmasıdır. Anadolu, 10. ve 11. yüzyıllarda gönül ve kafa yoluyla fethedildi; kılıçla değil. Moro, Malezya, Endonezya gibi ülkeler, İslâm`ı yeterince bilen, bildiğini yaşayan, yaşadığını tebliğ eden müslüman tüccarlar tarafından kılıçsız fethedildi. Aynen kan dökülmeden fethedilen Mekke gibi. Mekke; fetihte de önder şehir. En büyük fetih, Mekke`nin fethi; en büyük fâtih de Hz. Muhammed (s.a.s.). O, Mekke`nin, Medine`nin, Tâif`in, Hayber`in, tüm Arap yarımadasının fâtihi olduğu gibi, O`nun öğrencileri, O`nun izini tâkip ederek 30 sene içinde o günkü dünyanın iki süper devletinin ikisini de fethetti. Fetihler, Mekke`nin fethine benzediği oranda fetih, fâtihler de Peygamber`e benzediği ölçüde fâtihtir.