Bir tarafta; takıntıları ve sırları olan Saadet ile ‘normal’ etiketi sınırları dışında kalan, böcek toplayıcısı oğlu Sacit. Bildiğimiz dünyada, kendi kurguladıkları dünyalarını gözleyen; kendi yöntemleri ile yöneten ve bazen de yok eden tuhaf bir aile.
Öte tarafta; yeni bir toplu yaşam formu iddiasındaki insanoğlunu kendi içine, öze indirgemeyi hedefleyen ama bunu yaparken de yalnız bırakan ve gözetleyen sistem, ‘Habitat’. Sistemi sorgulayan Ataş. Sistemin, insanı kendi özüne döndürerek arındırmayı sağlayacağı iddiası onu daha da yabancılaştırıyor.
Cidarlar ve Böcekler, otorite, güvenlik, gözetleme gibi kavramlar ekseninde tanrı kompleksini ele alıyor. İnsanın varoluşuna dair sorgusunu paralel ilerleyen iki kurguda yapıyor. İdil Gençaydın, distopyayı gelecekte değil, bugünde arıyor; hem de iki kurguyu ustaca birleştirerek.