1924 Anayasası’nın 88/1 maddesinde vatandaşlığa ilişkin şu hüküm yer almıştır:
*Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur* (denir).
Bu tanıma göre, din, mezhep, ırk, dil vb. herhangi bir fark gözetmeksizin Türk ahalisinden olan herkes *Türk* kabul edilecektir.
1961 Anayasası’na baktığımızda, vatandaşlık hakkının, 1961 Anayasası’nın *vatandaşlık* başlıklı 54. maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Bu maddeye göre:
*Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür."
Ancak; her üç Anayasa’da da yapılan Türk vatandaşlığı tanımı bir etnik kökeni değil din ve ırk farkı gözetilmeksizin, vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bağlı olan, Türk milleti’ni işaret etmektedir. Aslında Anayasa’dan Türk tanımının çıkarılması doğrudan doğruya Emperyalizm’in projesidir ve BOP’nin gereğidir. Kürt açılımının gerçek mimarı Atlantic Coincil daimi üyesi David L. Phillips’in *Türkiye Irak Kürtleri Arasında İlişkiler* başlıklı raporunda bu husus özellikle belirtilmiştir. Orta Asya steplerine göndermek istedikleri Türklerin adı silinmelidir.
Görüldüğü gibi AKP ve BDP Phillips’in bu önerisine baş kesmişlerdir. Ancak bu noktada CHP’yi anlamak mümkün değildir. *Türk vatandaşlığı* dil, din, ırk, cinsiyet, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplere bağlı olmaksızın herkesin *eşitlik* temelinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması anlamına gelir.
Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Esas unsurdur. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Türk Devleti de bir Milli (ulus) devlettir. Üstelik Türklerin yaşadığı bu coğrafi bölgeye de Türkiye adı verilmiştir.