Chicago Okulu, Amerikan sosyal bilimlerinin eleştirel kanadına işaret eder. Marksist eleştirellikten farklıdır, Amerikan liberalizminin kendi içinden doğmuştur. Başka bir deyişle liberalizme getirilen liberal bir eleştiridir. Ürettiği pragmatik sosyal kuram, merkezine iletişimi yerleştiren bir anlayışın temsilcisidir. Ne yazık ki, Okul’un pragmatik yönelimli oluşu, çok yakın tarihlere kadar, özellikle Kıta Avrupası düşünürleri tarafından görmezden gelinmesine ve hatta indirgemeci tezlerle ele alınmasına neden olmuştur. Zira, pragmatik felsefenin çağrıştırdığı şey, çok uzun yıllar boyunca, temelsiz liberal ilkeler ve kapitalizmin saf halinin sembolü olarak nitelendirilen Amerika Birleşik Devletleri olmuştur. Oysa, Okul’un, erken dönem sosyolojik ilgileri, o dönemin Marksist ve laissez-faire doktrinlerin potansiyel sosyalizm ve bireycilik aşırılıklarına bir alternatif olan çoğulcu bir toplum modelini ortaya koyar. Bu toplum modelinin pratikteki sağlaması ancak iletişim sayesinde olanaklıdır. Doğrunun öznel olduğunu savunan, çoğulcu bir felsefe olarak pragmatizm, iletişim aracılığıyla hem toplumun hem de bireylerin ve dolayısıyla hakikatin yeniden üretilebileceğini, dönüşüp başkalaşabileceğini savunur. Bu nedenle, denebilir ki, pragmatik sosyal teorinin toplumu ancak iletişimle var olabilir. Okul’un bu tavrı sosyal teoride iletişimin keşfine işaret eder. Elinizdeki çalışmanın, iletişim araştırmaları alanı için önemi de buradan kaynaklanır.
Yayınevi
:
Doruk Yayınları
2. Hamur