Subay, “Tuhaf bir cihaz,” dedi gezgine ve çok yakından tanıdığı aygıtı bir tür hayranlıkla inceledi. Gezgin, üssüne itaatsizlik ve hakaret ettiği için ölüme mahkûm edilen bir askerin idamına kumandan tarafından davet edilmiş, bu daveti sırf nezaketen kabul etmişti. Koloni bile bu idama pek ilgi göstermiyordu. Bu kumlarla kaplı küçük vadide subay, gezgin, boş boş etrafa bakınan, koca ağızlı hükümlü ile mahkûmun zincirlerini tutan askerden başka kimse yoktu. Hükümlü itaatkâr bir köpeğe dönmüştü, onu etrafı çevreleyen tepelere salsalar bile idam başlamak üzereyken bir ıslıklarıyla geri dönecek haldeydi.
Kafka’nın Birinci Dünya Savaşı döneminde kaleme aldığı “Ceza Kolonisinde” eseri adalet ve güç üzerinedir... Yazar, sorgusuz işleyen bir yargı düzeneği üzerinden okuyucuyu modern hukuk üzerine düşünmeye davet eder. Kitaptaki diğer eser olan “Mezar Bekçisi” de Kafka’nın ülkemizde sahnelenmiş olan oyunlarından biri... Her iki metni keyifle okuyacaksınız.