Batman iline bağlı Sasun ilçesinin Tekevler (Gundenü) köyü doğup büyüdüğüm eski bir Ermeni yerleşim yeriydi. 1990’lar sonrası Siirt Eğitim Fakültesi’nde okurken, Muş iline bağlı Sere Golle’de yaşayan 96 yaşındaki Ermeni Süleyman ile tanıştım. Onun anlatımları beni son derece etkileyerek bu romanı yazmamda etkili oldu. Süleyman Ermeni Leylan’ın oğluydu… Bu romanda Ermeni halkının; en önemlisi de kadın ve çocukların yaşadıkları büyük dramı kaleme alıp, unutulmaması için gelecek kuşaklara aktarmak istedim. Bu roman belli oranda belgelere dayanarak gerçek olay ve olguları işliyor… Ceviz ağacının onlar için iki anlamı vardı: Birinci anlamı uğursuzluktu; ceviz ağacında bir nevi çekim gücü olduğunu,insanların suretlerinin bu ağacın kabuğuna sindiğini ve bunun da sonunun kaçınılmaz olarak ölüm olduğuydu. Diğer bir anlamıysa onları besleyen, gölgesiyle onları kavurucu güneşten koruyan, onları bir araya getirip aralarında dayanışmayı geliştiren; en önemlisi de geçmiş anılarının ve düşlerinin canlı tanığıydı ceviz ağacı.