Günlük; bir iletişim ve duygusal boşanma yönteminden çok, insanın içinde paslanmış zenginliklerin, yeteneklerin gün yüzüne çıkma aracıdır bir bakıma.
Yine günlük; geçmişten günümüze aktarılan çok yönlü zenginliklerimiz ve aynı zamanda çıplak halimizin tezahürüdür aslında.
Her nedense günlükler, hayatın mahrem bir parçası olarak algılanıyor. Belki de bu durum, insanın içine kapanık yönünün yansımasıdır. Oysa duyguların yazıya aktarılması, hayatla barışık bir insan için normaldir.
1991-2002 tarih aralığında yazılan bu kitaptaki günlükler, genç bir yazarın duygu ve düşüncelerinden oluşmaktadır. Nihayetinde her yazar farkında olmadan kendini yazar.
Keyifli okumalar…