“Kocaman demir vagonlar nihayet hareket etmişti. İşte gidiyor-lardı. Metin, uzun bir düdük sesiyle kalanlara veda eden trenle çıktığı bu ilk yolculuğa odaklanmıştı. Ellerini çenesine dayamış, pencereden dışarıyı seyrediyordu. Tren hızlandıkça, peronda ağlayan, el sallayan ve koşarak kendine bir süre eşlik edenleri geride bırakıyordu. Artık, kent iyice görünmez olmuştu…”