“Her eylemin iki yönü vardır. Her durumun iki hâli vardır. Başlangıcı ve sonu vardır her şeyin. Ve “her şey” -kusurlu ya da kusursuz- bir çemberdir. Eğer iki hâli de görebilirsek, eylemimizin aksi halini de gerçekleştirebilmeyi öğrenirsek çember tamamlanır.
Biz her şeyi dairenin yarısına kadar yapmayı öğreniyoruz. Ve hatta bazen bunu tercih ediyoruz. Ve orada durup kalıyoruz: çengellerde. Ve o çengeller bir çember olamayıp içimizde bir yerlerde takılı kalıyorlar, boğazımızda ya da omuzlarımızda. Zihinlerimizde, anılarımızda…”
Çemberler ve Çengeller, yazarın baş ucunda duran, içinde denemelerinin ve kısa öykülerinin olduğu ufak bir kutu. Bazı geceler yatmadan önce birkaç not almış, bazen rüyasında kulağına bir öykü fısıldanmış. Bir diyalog duymuş, kalbi yerinden fırlamış. Yazıp yazıp kutuya atmış. Kelimedir ama bunlar, yerinde durmazlar; bir süre sonra “sesli oku bizi” demişler. “Olmaz,” demiş yazar, “siz bana aitsiniz”. “Hayır,” demiş kelimeler, “biz ses olmak için varız. Yoksa çember tamamlanmaz”.
Merve Öz Ekşi’nin kitaba ismini veren Çemberler ve Çengeller ile beraber diğer denemeler ve öykülerini keyifle okumanız dileğiyle…