Cendere 2’ yi büyük zevk alarak okudum ve çok şey öğrendim. Doğan Kararağaç’ ı bu güzel eseri için kutluyorum. Karaağaç, Cendere I ’de başlattığı Devran’ ın serüvenini anlatmayı sürdürüyor. Fransız Jacoben devrimci militanların: *Eğer kaybedersem, sadece kendim kaybederim, eğer kazanırsam bütün bir halk kazanır* sloganını hatırlatırcasına, özgürlük mücadelesine katılan genç devrimcilerin özgürlük, eşitlik, kardeşlik, haysiyet mücadelesine, imkânlara ve çelişkilere odaklanıyor.
Yazar, 12 Eylül 1980 Amerikancı- NATO’ cu faşist darbe sonrasında Diyarbakır Zindanında dayatılan vahşete bizzat maruz kalan-yaşayan biri olarak, olup-bitenin kahredici-utanç verici hikayesini birinci elden anlatıyor….
Cendere II’ nin filozofik ve entelektüel derinliği, kitabın değerini daha da artırıyor. Realiteyi anlamadan onu değiştirmek mümkün değildir. Yeni, farklı, orijinal, insan soyuna
yaraşır bir toplumsal dünya düzenine giden yolu aralamak ancak radikal eleştiriyle mümkündür… Bizi kurtaracak olan yegâne şey, radikal eleştiridir… Boşuna anlamak aşmaktır denmemiştir…
Prof. Dr. Fikret Başkaya