Türkiye’de, kamu bürokrasisinde teşvik, takdir ve ödül yerine cezalandırma hep revaçta olagelmiştir. Geçmişten günümüzü, liyakatsiz yöneticilerin en sık başvurduğu yöntem olan cezalandırma, olağanüstü çeşitlenmekle birlikte çoğun *sürgün*de ifadesini bulmuştur. En kötü, en çok korkulan veya en uzak yer… Kim gitmek ister ki!
M. Necat Özgür’ün Çemişgezek Sürgünü öykü kitabında öne çıkan bu memur tipi, aslında özel sektörde de hep sorunlarla karşılaşır. Çünkü genel olarak işini hakkıyla yapan, hakkını arayan liyakatli çalışana hiçbir yerde tahammül yoktur. Çünkü zaten balık baştan kokmuştur.
Çemişgezek Sürgünü, bir öykü derlemesi; yazarın ikinci öyküler kitabı. Bu kitapta yer alan yazarın anı esintileri içinde üniversiteden, askerlikten, çalışma dünyasından kesitler var. Okurken, ülkenin ve dünyanın o günlerinin resmi geçecektir gözlerinizin önünden. Yazarın değişik sektörlerde geçen iş yaşamı da bu anı esintilerini tekdüzelikten çıkararak, olabildiğince renklendirmektedir.
Renkli anılar içinde üniversite, askerlik, çalışma dünyası; dostluklar, arkadaşlıklar, aile; ülkenin siyasası, yozlaşma, baskı ve egemenlik yanı sıra Büyük Ortadoğu Projesi ve yanılsamalar da var.
Bir anı kitabı olmasının ötesinde Çemişgezek Sürgünü, dili ve üslubuyla da renkli, keyifli bir okuma sunmaktadır. Yazarın değişik konuları ele aldığı 12 öyküden oluşan kitap, duru bir hafızanın keskinliğiyle bir belgesel niteliği de taşımaktadır.