Tükendi
Stok Alarmı“Korkmuyor musun?” diye sordu “Korkuyorum ama sen varsın.” dedim. Elini yeniden omuz başıma koydu. “Gel benimle!” dedi. Cebinden dökülen bisküvi parçalarını araya araya yola koyulduk. Karanlık mı bastırıyordu yoksa bulutlar mı toplanıyordu anlayamıyordum. Hafif rüzgâr şimdi yerini sert bir fırtınaya bırakmıştı. Bir an durduk. Ağaç dallarının aralığından gökyüzüne baktık. Kar taneleri tek tek suratımıza düşmeye başladı. “Biliyor musun Salih?” dedim “insan seninle yolda olmaktan korkmuyor.”
Gözün gözü görmeyeceği kar fırtınasının bastırması çok uzun sürmedi. Ortalık neredeyse bir anda bembeyaz oldu. “Tut elimi!” diye bağırdı Salih “Buradan çıkacağız Çayko.”
Ormanda kaybolacaksan Salih gibi biriyle kaybolacaksın. Bir yolculuğa çıkacaksan gerçek bir dostla yola koyulacaksın. Hayat da biraz böyle: Korkunç ama güzel bir ormanda yakalandığın kar fırtınası gibi... Tertemiz bir beyazlığı var ama yalnızken korkutuyor.
“Çayko’nun Turuncu Otobüsü” küçük dünyalardan büyük düşlere uzanan bir kitap. Dostluğun, umudun, iyiliğin ve vefanın kitabı. Çayko’nun rüyalarından yerkürenin dört bir yanına uzanan rengarenk hayallerle süslenmiş bir hikâye. "