Basit gerçeği öğrenmenin zevki vardır, ama gerçeğin basit olmadığını öğrenmenin zevki daha başkadır! Belçika’nın yetiştirdiği parlak yazarlardan, eserleri saygın edebiyat çevrelerince yakından takip edilen Femke de Vos, alelade gibi görünen bir olayı ustaca manevralarla dokuyarak sarsıcı bir anlatıya evriltiyor. Nasıl mı? Tedirginliği elden bırakmayarak, gözlerini şüpheyle kısarak, mesafeli tonunu koruyarak. Genç eczacı Dorothea Brown Londra’nın keşmekeşini geride bırakarak St.-Mary-upon-Eery köyüne taşınır. Kartpostallardan fırlamış gibi duran bu köydeki yerel eczaneyi devralır; kısa sürede seksen altı yaşındaki Margaret ve yirmili yaşlardaki saf Ellie ile arkadaş olur. Londra’dan kaçmasına sebep olan buhranların son bulduğunu, kendini köydekilere kabul ettirdiğini düşündüğü sırada ise başına kötü bir şey gelir. Hayatı, tam anlamıyla alt üst olmuştur. Genç eczacı köylülerin güvenini yeniden kazanabilecek midir, yoksa işlemediği bir cinayetin bedelini ödemek zorunda mı kalacaktır? Gündelik hayatın öngörülemezliğini genç bir kadının varoluş mücadelesi üzerinden kurgulayan Çay, Kek ve Cinayet bir solukta okunabilecek, benzersiz bir roman.