Bir sahil kasabasında yaşayan insanların, küçük hayallerle kurdukları hesapların sebep olduğu büyük kentsel dönüşümün komik hikayesi. Kasabalının çok sevdiği ihtiyar Rasim İsmet ölür ve ardında kocaman, verimli bir bahçe içinde üç ev bırakır. Merhumun tek isteği, evinin bahçesine gömülmektir. Ancak o henüz hasta yatağındayken, çocukları herkesten habersiz bahçeyi satmıştır. Kasaba ikiye bölünür, dönüşümü isteyenler ve istediği halde söyleyemeyenler. 15 yaşlarındaki iki torun, her şeye inat dedelerinin vasiyetini yerine getirmeye ve cenazeyi mezarlıktan kaçırıp bahçeye gömmeye karar verirler. Yıkım için dozerler gelecek olsa bile!
İki oyuncu için yazılmış, yirmi karakterden oluşan komik, absürd bir anlatı oyunu. Ölüm de bir dünya işi. Rahmete giden artık yalnızdır.Cambaz`ın ne anası babası, ne evladı, ne şapkası elbisesi var. Konuşacak arkadaşı, okuyacak gazetesi, dişleri, bahçesi, evi.. Her şeyi bu tarafta kaldı. Cambaz gidiyor, hayat onun konuşmadığı bir dilden devam ediyor. Bir takla daha atamadı; Cambaz Rasim dün gece öldü!