*Efe’nin iç sarsıntısı devam ediyordu; fakat ‘Çakırcalı’nın dik durmak mecburiyeti olduğunu biliyordu. ‘Dokuz Dağın Efesi Çakırcalı Mehmed Efe’ efsanesi leke almamalıydı.
‒Biz dağların kanununa tabiyiz Ahmed. Dağların kanunu başkadır. O kendini çiğnetmez. Bu uğurda haksızlık içinde hak bile arar. Vicdanın sustuğu yerde dillenir. Zaman olur suçluyu hâkim kürsüsüne oturtur. Suyu yokuşa akıtır. Rüzgarın estiği yöne tırpan sallar. Farelere kedi avlatır. Aslanları tilkilere boğdurur. Çakallara aslan yavrularını yedirir.
Çakırcalı konuşurken vicdanını susturamamıştı. Kızanlar ve Ahmed ‘çıt’ çıkarmadan dinlediler.
Çakırcalı sustu. Tekrar diline doladığı kanunun hükümlerine doğru kanat çırpmak mecburiyetini hissetti…*