Cadılar Âlemi’nde vurma, yaralama, öldürme, aldatma, intikam, hapse girme gibi olaylar ve mafyatik entrikalar yoktur; yoktur çünkü hikâyelerin kahramanları toplumun yüzde doksanını kapsayan sade vatandaşlardır; kahramanların hepsi de işinde gücünde, endişe ve hayalleri ekmeğinde aşında olan insanlardır. Bu sebeple her okuyucu, kitaptaki her hikâyede kendinden bir parça, hayatından bir kesit bulacaktır.
Bu hikâyelerde *Mesleğimin profesörüyüm* diyen bir öğretmenin haşarı bir öğrencisi karşısındaki acziyetini, yılın dokuz ayını merdiven tepelerinde zeytin ve meyve toplayarak ve ağaç budayarak geçiren çiftçilerin çilesini, ergenlik çağına girmek üzere olan bir kız çocuğunun kadın – erkek ayrımı karşısındaki travmasını, acemi bir pazarcının gülünç macerasını, Orhangazi ve İznik ovalarında zeytin yetiştiren bir çiftçinin ibretlik hayat mücadelesini, banka kredisiyle ev alıp da borca gark olan bir emeklinin telaş ve endişesini, kitap sevgisinin insan hayatına katkısını okuyacak ve kahramanlarla birlikte bazen ağlayacak bazen de güleceksiniz.