Müslümanlar için her hususta bilgi sahibi olmak bir vazifedir. Din hususunda bilgi ise, ilmihal adını alarak en birinci vazifeyi teşkil eder.
İnsanların hakiki rahatları, saadetleri ilahi bir din sayesinde tecelli eder; düşünceli şahsiyetlerin ruhları, vicdanları ancak böyle bir din sayesinde huzursuzluktan kurtulur, sukunet bulur. Beşeriyetin yaratılışındaki yüksek gaye, ancak böyle bir dine sarılmakla husule gelir. O halde, uyanık bir ruha, temiz bir vicdana malik olan hangi insandır ki, kendisini böyle hakiki bir dine ihtiyaçtan azade görebilsin? Kendi şahsiyetini, istikbalini, saadetini korumak isteyen hangi bir insandır ki, böyle ulvi bir dinin itikada, nezafete, ibadete, helal ve harama, ahlaka dair olan kutsal hükümleri hakkında muhtaç olduğu bilgileri elde etmek istemesin?... O mübarek dinin zuhuruna, i`tilasına, her tarafa yayılmasına... velhasıl feyizli tarihine ait birşeyler öğrenip bellemek arzusunda bulunmasın?