Büyü, bilinen yollarla elde edilemeyen şeyleri elde etmek, birisine zarar vermek ya da tehlikeleri uzaklaştırmak, onlardan korunmak ya da kurtulmak için birtakım gizli kuvvetleri kullanarak doğa kanunlarını zorla etkileme çabasından oluşan işlemler bütünü olarak adlandırılabilir. Büyünün konusu genellikle bu dünya ile ilgili sorunları kapsamaktadır; yani insancıldır. Büyü her zaman, insani eğilimlerle, ihtiyaçlarla ve etkinliklerle sıkı sıkıya bağlantılı belli bir hedefi olması dolayısıyla bilime akrabadır. Büyü çoğunlukla pratik hedefleri gerçekleştirmeye yönelmiştir. Bu bağlamda toplumsal yapı içerisinde yadsınamayacak bir işlev edinmiştir kendisine. Büyüsel inanış ve uygulamalar; hayat buldukları sosyal sistemin kendi iç dinamikleri içerisinde gerek bireyler gerekse sosyal kurumlarla karmaşık bir ilişkiler yumağı içerisinde işlevlerini sürdürmektedirler. Arkaiklerin mağara duvarlarına çizmiş oldukları resimlerinden yola çıkılarak yapılan yorumlar, büyü ve büyüsel uygulamaların daha ilk dönemlerde insanlığın yaşamı içerisinde yerini aldığı yönündedir. Din ile olan ilişkisi bağlamında da karmaşık bir görünüm sergileyen *büyü*, farklı yönleriyle anlaşılmaya çalışılmış bu çerçevede konu ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Bu bağlamda büyü ve büyüsel uygulamaları, Din Sosyolojisi perspektifinden bakmak suretiyle Kayseri örneği çerçevesinde, toplumda varoluş biçimleri ve işlevleriyle çok yönlü olarak incelemeye çalıştığımız bu çalışmanın, alandaki eksikliğin giderilmesine bir nebze de olsa katkıda bulunabileceği düşüncesindeyiz.