Midi Taşı’ndan Karadeniz’in görüntüsü sisli, dumanlı havalarda bulut denizinin içinde adeta kaybolurdu. Yörenin çocukları olarak bizler de tutku ve heyecanlarımızın derinlerine dalar giderdik. Çünkü önümüzde uzayıp giden bu bembeyaz pamuk tarlası, henüz yazılmamış, dünyanın en güzel masallarından bizlere el sallıyor gibiydi. Bir an o güzelim masal aleminin içinde bir karakter olurduk. Kanat takıp kuşlar gibi uçmak, o bembeyaz bulutların arasında yitivermek. O eşsiz güzellikteki gizemlerin sihirli havasında bir masalı yaşamak. En doruklardan en derinlere doğru hiç bitmeyecek renkli bir dünya tasarlardık hep. Çok renkli düşlerimizi yaşardık doyasıya.*