Hüseyin Akın, sarsıcı bir soruya cevap arayarak başlıyor öykülerine. Kendine has, sakin, derin, kıvrak, sürprize açık, mizahla örülü üslubuyla aktarıyor öykülerini. Sıradan durumlarda sıradışı ayrıntılar yakalayıp sarsıcı bir atmosfer kurmayı başarıyor. Okur, öyküler boyu yazarla birlikte yürüyor, yazarın yolculuğuna ortak oluyor. Mizahi diliyle öykü kişilerini, hâlleriyle hâlleşsinler diye okurun zihnine yerleştiriyor. Farklı öykü atmosferlerini ince kurgusuyla bir araya getirmeyi başarıyor. Hayatın doğal akışında süren öyküler, ince göndermelerle derin izler bırakıyor. Anlatımı bittiğinde de öyküler, okur zihninde oluşumunu sürdüreceğe benziyor.
Bu Senin Hikâyen; edebiyat dehlizlerini, türküleri, dizeler arasına gizlenen hikâyeleri, yerini yadırgayan hayvanları, eşyaların kırılan kalplerini, insan olmaya çabalayan kedileri, yakın ve uzak zamanlarla daha birçok düşünsel ve yaşamsal ayrıntıyı anlatıyor.