Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk andan bu yana etrafımız seçemediğimiz ve hatta kontrol edemediğimiz gerçeklerle çevrilidir. Ailemizi seçmek elimizde değildir, genlerimizin dizilimine müdahale edemeyiz. Belki de kontrol gücüne sahip olmamanın yarattığı korkudandır dünyaya gelirken ciğerlerimizi yırtarcasına ağlamamız.
Durun, hayat hakkında umutsuzluğa kapılmaya gerek yok! Çünkü kontrolü ele alıp seçenekleri değerlendirebileceğimiz başka alanlar var. Önümüzde birbirinden kesin çizgilerle ayrılan iki yol var: Zorlayıcı bir hayatı olduğundan daha olumsuz koşullarda tahayyül ederek zindan haline getirmek ya da elimizden geldiğince cennete çevirmeye çalışmak.
Bir sihirli değnekten söz etmiyoruz. Hayatımızda takılıp kaldığımız tüm gündemleri duygularımızın pusulasıyla, genetik ve epigenetik bilimlerinin ışığında gözden geçireceğiz. Evet, ailemizi değiştirmek hâlâ elimizde değil ancak zor geçen, kırık dökük bir çocukluğun üzerimizde bıraktığı enkazdan çıkmak mümkün. Çıkmayı deneyebiliriz en azından, böylelikle üzerimizdeki yıkıntıyı nesiller boyunca omzumuzda taşımak zorunda kalmayacağız. Genlerimiz aynı dizilimde kalacaklar fakat gereksiz yere yanan bir lambayı söndürür gibi tehlikeli genleri kapatabiliriz yaşantımızla. Yaşamak elbette kolay değil, kolaylaştırmak için çabaladığımız bir yola çıkacağız birlikte.
Genetik Uzm. Büşra T. Kazan, Bu His Sizin mi? ile genetik ve epigenetik bilimlerinin çatısı altında açıklamasını yapamadığınız deneyimlerinize yeni pencereler açarken hayatınızın birden fazla evresine dokunacak. Atalarınızdan aktarılan genlerinizin duygularınızı nasıl beslediğini, bu genlerden gelen hisleri çocuklarınıza aktarmadan nasıl yaşayacağınızı ve hayatınızı nasıl kolaylaştıracağınızı öğrenmeye hazır mısınız?