Çirkin olan birinde, çoğu zaman hemen değerini anlayamayacağımız içsel bir hoşluk vardır; herkesin büyük bir güzelliğe sahip olduğunu söylediği bir başkasının yüz hatları ise bize soğuk ve ifadesiz gelebilir. Aynı şekilde bazen hiç tanımadığımız birine karşı bir çekim hissederiz; hareketleri hoşumuza gider, tarzını severiz, bizi terk ettiğinde kederleniriz, sonraki yıllarda onu düşündüğümüzde bir özlem hatta sevgi hissederiz. Yıllardır birlikte olduğumuz ve yaptıklarıyla bizim nezdimizde belli bir değer kazanmış başkasıyla ise geçinemeyiz.
Brigitta, ilk kez 1844’te ve daha sonra 1847’de gözden geçirilmiş bir biçimde yayımlanır. 1993 yılında sinemaya da uyarlamış olan kitap, Macaristan’a doğru yola çıkan genç bir erkeğin ağzından, annesinin bile çirkin olduğu için sırtını döndüğü Brigitta’nın hikâyesini anlatıyor.
Avusturyalı yazar, şair, ressam ve pedagog olan Adalbert Stifter, dezavantajlı bir çocukluk geçirmiş olmasına ve talihsiz evliliğine rağmen kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış Brigitta’nın etkileyici öyküsünü doğanın güzellikleriyle harmanlayarak okuyucuya aktarıyor.
Betimlemeleriyle eşsiz bir okuma deneyimi sunan Brigitta, yalnızca sondan başlangıca bakıldığında anlaşılacak bir öykü!