Deniz kenarında kimseler yok. Boşluk göz alabildiğine geniş. Ben o boşluğun içindeyim, daha büyük bir boşluk da benim içimde. Mezkûr kavramı es geçemem öyle! Zira kökü ve manası itibariyle ağır bir sıfat. İtiraf etmeliyim ki içinde geçtiği birçok tamlama korkutmuştur beni. Boş mezar, boş beşik, boş insan, boş arazi…
...
Vakit çok erken. İnsan sesi yok henüz. Martıların çığlıkları dalgalara eşlik ediyor. Ah ben de var gücümle haykırabilsem çıkmazlarımı. Belki ruhumu sıkan soyut kemer çözülecek o vakit. Ama kendi sesimden korkuyorum. Sanki bağırsam her şey bana bakacak tuhaf tuhaf. Feryat ediyorum yine de. Çığlığım, karamsar düşüncelerim içinde kaybolup gidiyor. Ayak dibine düşüyor iri cümlelerim...