Tükendi
Stok AlarmıBoşanma hukukunda kusur ilkesi, Türk hukukunda boşanmanın gerek koşulları gerek mali sonuçları yönünden teoride olduğu gibi uygulamada da çelişkili yorumlara yol açmıştır. Boşanmanın kendisi ceza olarak algılanmıştır. Öte yandan kusur ilkesi toplumsal cinsiyet normlarının egemen olduğu toplumsal düzende evlilik sebebiyle çeşitli dezavantajlarla karşılaşan kadınlar aleyhine sonuçlar doğurmuştur. Çünkü boşanma hukukuna özgü kusurun kadına isnat edilmesi halinde evlilik sebebiyle yoksullaştırılmış kadın, aslında evliliğe sarf ettiği emeğin denkleştirilmesi niteliğindeki maddi tazminat ve nafaka hakkından mahrum kalmaktadır. İsviçre, Almanya, Fransa ve İngiltere`de boşanma hukukunda büyük ölçüde kusur ilkesinden vazgeçilmiş, özellikle boşanmanın sonuçları bağlamında, evlilik birliğinin sarsılmasına kimin sebebiyet verdiğine değil, evlilik sebebiyle yaşam koşullarında gerçekleştirilmiş değişikliklere önem verilmiştir. Boşanma hukukunda sözleşme hukukunun prensipleri esas alınmış, nafaka hakkı güvenin korunması ilkesine dayandırılmıştır. Evlilik süresince ödenen sosyal sigorta primleri sebebiyle beklenen sigorta haklarının denkleştirilmesi, aile konutunun boşanma sonrasında ihtiyaç duyan eşe özgülenmesi gibi düzenlemeler sayesinde evliliğin ve boşanmanın meydana getirdiği sosyal hukuk problemlerine evliliğin bir ekonomik ortaklık olduğu dikkate alınarak özel hukuk araçlarıyla ancak zayıf olanın menfaatleri korunarak çözüm getirilmiştir. Eserde öncelikle boşanma hukukunda kusur ilkesinin yol açtığı sonuçlar, ardından kusurdan bağımsızlık ilkesinin boşanmanın koşullarına ve sonuçlarına etkileri, İsviçre, Almanya, Fransa, İngiltere ve Avusturya`daki düzenlemelerden ve yargı kararlarından yararlanarak tartışılmış, Türk hukuku için önerilerde bulunulmuştur.