Mehmet Işıktaş, Börklüce Mustafa’nın risalesi, Tasvir-ül Kulüb’ü tarihin karanlığından, kütüphanelerin tozlu raflarından kurtarıp, okuyucuya sunarken, Anadolu’nun etini yoklayıp, o en insancıl damarı bulup çıkarıyor adeta…

*Günümüzden 600 yıl önce Anadolu topraklarında Şeyh Bedrettin’in müritliğini ve kethüdalığını yapmış bir derviş ortaya çıkıyor, ortak üretim, ortak tüketim ve tanrı birliği temelinde kimine göre 3000, kimine göre 6000, kimine göre ise 10000 mürit toplayarak yaşadığı dönemin sömürücülerine başkaldırıyor. İki beyliğin tam donanımlı askerleriyle savaşarak zaferler kazanıyor.

Bu olay resmi tarih, yani ezenlerin tarihi açısından devlet otoritesine karşı bir isyan, isyanı yapanlar da zındık, mülhit, kafirler. Ezilenler açısından ise sömürüye karşı isyan, isyanda yer alanlar ise yüz yıllarca gönüllerde varlığını koruyan halkın yiğitleri.

İnsanlık tarihinde elbette ilk isyan değildir Şeyh Bedrettin isyanı. Marks’ın deyimiyle tarih, sınıf savaşlarının tarihidir. Bir başka deyişle ezenlerle ezilenlerin savaşının tarihidir. Roma İmparatorluğu’nda Spartaküs, Anadolu Selçuklu Devleti’nde Baba İshak ve daha niceleri. Hepsi ezenlerle ezilenler arasında. Şeyh Bedreddin isyanı da bunlardan birisi ama bu isyanı farklı kılan, köleci toplumsal dönemin sonlarında ortaya çıkmış bir isyan olduğu halde, günümüz sosyalist değerlerine yakın söylemlerinin bulunmasıdır. *