*Umberto Eco; gerçek bir yemek yazarlığı katına ulaştığı Prag Mezarlığı romanında eski bir Latince deyimi hafifçe yerinden oynatır ve der ki: ‘Carmina dant panem’; ‘Edebiyat ve felsefe karın doyurur.’ Latince deyişin söylediği aslında tersidir. Latincede ‘Carmina non dant panem’ denir, yani ‘Edebiyat ve felsefe karın doyurmaz…’ Serdar Şahinkaya Hocam bu kitabın son taslağını gönderdiğinde aklıma hemen Eco’nun bu lafı oynatması geldi. Kitabı okudukça lezzetleri kovalamaya başladım. ‘Keyifleri göze-gönle göre düzenlemek varsa Serdar Hoca bunu çok da iyi başarmış’, dedim ilk olarak… ‘Yemekte de edebiyat ve felsefe mümkünmüş ve karın doyuruyormuş’, dedim.*
*Serdar Şahinkaya’nın kitabının adının ‘sola’ vurgu yapması da boşuna değil elbette… ‘Birlik içinde çeşitlilik; çeşitlilik içinde birlik’, dünyaya sol memesinin altındaki cevahirle bakanlar için yaşamın her alanında olduğu gibi mutfak kültürleri için de geçerlidir. Mutfak kültürlerinde -özellikle de bu kitapta anlatılanlarda- kültürü uygarlığa dönüştüren belki de bu ruh... ‘Birlik içinde çeşitlilik; çeşitlilik içinde birlik’. Birlik Anadolu mutfağını, çeşitlilik ise sayılması olanaksız yemek kültürlerini simgeliyor. Çeşitlilik birliğe katılmayı önlemiyor. Birlik ise çeşitliliği ortadan kaldırmıyor. Şahinkaya, ‘Özgüveni’ yüksek makaleler ve yemekler sunuyor bize.*
Nedim Atilla