Göçmen ve mülteci meselesi içinde yaşadığımız zaman diliminin en önemli bir güvenlik ve beka sorunudur. Çünkü ülkesini terk etmek zorunda kalan insanların yaşadıkları dramdan daha hakikatli ve acıklı ne olabilir, bu çaresizlik neyle nasıl tarif edilebilir.
Nihayetinde her göç bir umuda yolculuktur, ama umuda yolculuktan daha önemlisi, hikayenin öncesinde yaşanmış olan acı ve sıkıntılar, hissedilen çaresizlik ve yitirilen umutlardır. İnsanların umutlarının peşinden gitmesi güzeldir, ama her insanın memleketinde yani anasının kucağında, babasının dizinin dibinde hayallerine kavuşması daha güzeldir. İşin özü her göç bir tarafıyla trajedidir ve bu trajedinin sadece figüranlarıdır göç edenler. Göç edilen yere varmak ise yeni ve bambaşka bir hikayenin başlangıcıdır, bazen hayallerin yeşerdiği, bazen de hayatların karardığı.