İşçi sınıfının örgütlenmesine duyulan ihtiyaç, belki de hiçbir dönem kendisini bu kadar yakıcı hissettirmemiştir. Örgütsüz olmak; yüz yılların mücadelesiyle kazanılmış haklarımızı kaybetmek, çalışırken insanlıktan çıkmak, çalışırken canından olmak demektir. Biz işçilerin, dağınık, parçalı öbekler halinde değil; bir araya gelmiş, ne yapacağına, nasıl yapacağına ortaklaşa karar veren, her koşulda sınıfın bağımsız çıkarlarını savunan birleşik bir örgütlülüğe ihtiyacı vardır. Farklı işyerleri, işkolları ve bölgelerden işçilerin bir araya gelişiyle örgütlenen Birleşik İşçi Kurultayı; işçi sınıfının esaret cenderesinden kurtulması, özörgütlülüklerinin geliştirilmesi önünde önemli bir adımdır.