Osmanlı döneminde bir sancak merkezi olarak gelişen Gümüşhane, Osmanlı hâkimiyetine girdiği 1479’da ilk olarak merkezi Sivas olan Rum Eyaletine dâhil edilmiş ve kayıtlarda Karye-i Palu Canca adıyla zikredilmiştir. 1535’te Erzurum Beylerbeyliğinin oluşturulmasıyla birlikte buraya bağlanmıştır. Zaman içerisinde gelişerek büyüyen Gümüşhane, 17. yüzyılda kaza haline getirilmiş ve Trabzon Vilayetine bağlanmıştır. 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren de bazı idari değişiklikler olmakla birlikte devletin yıkılışına kadar Torul, Kelkit ve Şiran kazaları ile Kovans, Yağmurdere ve Kürtün nahiyelerinden oluşan bir sancak statüsünde Trabzon Vilayetine bağlı kalmıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Osmanlı dönemindeki idari yapısını koruyarak 20 Nisan 1924 günü toplanan TBMM’nin 2. celsesindeki Mevâdd-ı Müteferrika-i Vilâyât başlıklı görüşmelerde kabul edilen 491 Sayılı Kanun’un 89. Maddesi’nin kabulüyle il yapılmıştır. Osmanlı döneminde Gümüşhane’nin merkezini ise bugün Süleymaniye Mahallesi olarak bilinen yerleşim yeri oluşturmuştur.
Bir sahil vilayeti olan Trabzon Vilayetinin Karadeniz’e sahili bulunmayan tek sancağı konumunda bulunan Gümüşhane Sancağının merkezi konumundaki şehir bugün maalesef terkedilmiş ve yok olmaya yüz tutmuş durumdadır. Günümüzde Gümüşhane’nin mahallelerinden biri olan Süleymaniye bugün yerel yönetimlerin ilgi odağı durumundadır. Buranın turizme kazandırılması Gümüşhane Belediyesi, Gümüşhane Valiliği ve Gümüşhane İl Kültür ve Trurizm Müdürlüğü tarafından yoğun çalışmalar yürütülmektedir. Ancak yerel yöneticiler tarafından yürütülen tarihi kenti ayağa kaldırma çalışmaları akademik destekten yoksundur. Maalesef yerel yöneticiler bu konuda sanat tarihçileri, tarihçiler, mimarlar vs. den oluşan bir komisyon kurmaktan imtina etmektedir. Bu şekilde yapılan restorasyon çalışmaları ise kentin artık geri getirilemez bir şekilde yok olmasına neden olmaktadır. Bu çalışma, şehrin tarihi mirasını ortaya koyarak günümüzde Gümüşhane’nin güzide mahallelerinden biri olan Süleymaniye’nin tekrar ayağa kaldırılması çalışmalarına önemli oranda tarihi bir altyapı kazandırma amacındadır.