İstiklal Savaşı’nın çocukluğunu esir aldığı küçük Hasan’ın, Cumhuriyet ilan edildikten sonra ailesiyle yaşama tutunabilme mücadelesi… Cesaret ve umutla, sevgiyle…

... “Boyunu geçen otların arasından geçip, koşup mağaraya vardığında tüm heyecanına ve mutluluğuna onları da ortak etti. Hepsi bu duyguya esir olmuş gibiydiler. Bulutların ve ayın üzerindeymiş gibi bir hisse kapılmışlardı. Mustafa Kemal Paşa gelecekti ve bütün yurdu düşman işgalinden temizleyecekti. Kurduğu Kuvayımilliye ordusuyla ve ruhuyla… Hep-sinin yüzünde aynı sevinçli, aydınlık ifade... Aydınlanan sadece yüzleri de değildi, bütün dünyaları olan mağaralarıydı da üstelik. Ve o mağarada artık, sesleri yankılanmasın diye fısıltıları bile sevincin emarelerini taşıyordu.”