Her şey, arkeoloji dünyasını şaşkına çeviren bir buluşla başlıyor. Bu gizemi çözme macerası, arkeolog Eda Serhan’ın yaşamını baştan sona değiştiriyor.
Kendilerini bilime adamış insanlar hırslarına yeniliyor. Hırs bencilliğe dönüşüyor ve bencillik, o büyük günah kanlı sonuçlar doğuruyor. Geçmişe yönelik yolculuğa, kahramanlarımızın iç dünyalarındaki yolculuklar da eşlik ediyor. İşte bu yüzden Murat Duras diyor ki:
*Hayatımızda masalsı başlangıçlara birçok kez şahit oluruz. Çünkü ‘bir varmış bir yokmuşlar’ eksik olmaz hayatımızda. Mesele, o varların kıymetini hayatlarımızdayken bilmekte. Onlar varken ‘bir yokmuş’ olmasınlar diye mücadelesini verebilmekte. Onlar varken onları kaybetmeyip hayatı masal gibi yaşamakta. Zira ‘bir yokmuş’ olduklarındaki pişmanlıklar hiçbir işe yaramadığı gibi insanın ruhunda da tarif edilmez yaralar açıyor. Kapanmayan yaralar...*
Bir Yokmuş Hindistan’dan Hawaii’ye, Mardin’den Houstan’a uzanan, yazarın geniş bilgi birikiminin izlerini taşıyan soluk kesici bir arayış romanı.