Mademki böyle bu düzen
Batmalı karanlığa düzen adına ne varsa
Aydınlatacaksa sokak lambası yalnızlığımı
Güneşe el açıp sıcaklık istemem
Yakacaksam tüm mumları kaldırımlara
Zift kokmalı yoksulluğumun baharı
Ellerim mazota bulanmış
Kaçak kokuyor dağlarım
Çocuksu tebessümler başucumda
Karlı kışın ortasındayım
Sakalım kir, pas ve tiner kokuyor
Volta atıyorum
Koca şehrin köprü altlarında
Yatak arıyorum dehliz içlerinde
Hangi yağmur yıkıyor benliğimi
Yağmuru veren Tanrı
Sabunu saklamak yakıştı mı sana
Sıcak bir yemek kokuyor köşe başları
Kaçak tütün kokuyor sisli hava
Efkâr dağılmış koca bir semte
Çatılarda sığınmış masum güvercinler
Buğdayın özlemidir, mırıldandıkları
Semaver yekliği yaşıyorum
Bardaklar dizili ve buharlı
Kıtlamak istiyor yürek
Kaşığımın boynu bükük
Sistemin kurbanı bir prenses
Tırnakları hem uzun,
Hem ojesiz…