Padişah kızına sorar: "Beni ne kadar seviyorsun?" "Tuz kadar," der kız. Der ama başına gelmedik kötülük kalmaz. Tuz masallarının başka biçimleri geleneksel masalcılığımızda vardır. Örneğin ninelerimiz, dedelerimiz bizlere "Tuz Kız" masalını anlatmış olmalılar... Elinizdeki "Bir Tuz Masalı" adlı yapıtın onlarla hiçbir ilgisi yok. Kurgusu, imgesi tamamen yazarımıza ait. Anlatıma fantastik bir öykü gözüyle de bakabilirsiniz. Bir ucu düşte, bir ucu gerçeklerdedir çünkü... Tuzsuz "diyet yemekleri" vardır hani. Ağzınıza götürürsünüz; tadı, lezzeti yoktur. Zor yutarsınız. Tuzu çok fazla kaçırılmış yemekler de agu kesilir, yenmez olur. Ağzınıza aldığınızda çıkarmak gereğini duyarsınız. Elinizdeki masal / öyküyü pişirilmiş bir yemek gibi düşünün. Okuduğunuz zaman göreceksiniz ki tadını, tuzunu, lezzetini tam almış. Bizden küçük bir uyarı: Mehmet Güler’in pişirdiği yemeği çok sevdik diyerek sakın parmaklarınızı da yemeyesiniz...