Tükendi
Stok AlarmıSorgu sürecinden sonra zindan gerçeği ile daracık bir hücrede buluşmuştum. Hücrenin kasvetli havası, mekân içinde adeta zamanı dondurmuştu. Geçmek bilmeyen üç günün sonunda koğuşa, arkadaş ortamına verilince hiçbir mekânın zamanı durduramayacağını anladım. Zira koğuşta zaman, bir nehir gibi akışına devam ediyordu. Erzurum zindanı gelişimden bir süre önce, 12 Eylül Diyarbakır zindanındaki vahşeti aratmayan bir zamanı ve karşısında sergilenen bir direnişi geride bırakmış; özgürlük tutsakları yaralarını sağaltmaya çalışıyordu.
......
Yaşadıklarımızın içeride, dört duvar arasında kalmaması gerekiyordu. Elinizdeki Zindan Günlükleri bu gerçekliğin sizlere ulaşmasını bir nebzede olsa sağlayacak ümidiyle kaleme alındı. İçerideki dünyayı, dışarıdaki dünyayla paylaştıkça yaşadıklarımızın unutulmayacak olacağının bilincindeyim. Yaşanılanların kelimelerin refakatinde bir kuş misali dış dünyayla buluşması gerekiyordu. 27 yıllık zindan yaşamımda anladım ki yazılanları dışarıyla paylaşmak, içeride yazmaktan daha zormuş. Birçok zindan dosyası gibi, Zindan Günlükleri de yıllarca basılmak üzere yayın evlerinin arşivlerinde deyim yerinde ise çürümeye terk edildi ve ilk nüshası kayboldu. Neyse ki ikinci bir nüshasına ulaşarak, siz değerli okurların gönül dağına kondurma şansı yakaladık.