Ruhlardan bir ruh var ki merakına yenik düşüp bakılmazsa bakan ve görülmez olanı gören bir ruh. Sırası geleni Dünya’ya meleğin kanadı altından Dünya’yı izlemiş ve gördükleri karşısında Dünya’ya meftun olmuştu. Dünyadaki güzellikler onu büyülemişti. Özellikle de kadınlar onun için Dünya güzelliklerinin tamamlayıcısıdır. Bir an evvel Dünya’ya gitmek ve bu güzelliklere kavuşmak için sabırsızlanan bu ruh, Yakut’un bedenine hapsolup istemediği bir hayatı yaşamaya mahkûm olunca sükutu hayale uğradı. Yine de ölüm ona ürkütücü geldi. Her şeye rağmen o beğenmediği hayata veda etmek hiç kolay olmadı. Yaptığı pazarlıkta Azrail’in, “Ben canını alacağım kişiyi mutlaka razı ederim. Rızası olmadan kimsenin canını almam. Ya Cenneti gösterir razı ederim ya da yaşamaya devam edecek olursa başına gelecekleri gösterir razı ederim,” sözü karşısında, “Peki beni nasıl razı edeceksin?” diye sordu.