"İstanbul, âdeta üzerine doğan güneşle güne uyandı. Oldum olası bir başka severdi bayram sabahlarına uyanmayı ama bu bayram sanki her zaman olduğundan daha bir mutlu daha bir keyifliydi, İstanbul. Semavi bir sırat köprüsünü kalplerinde taşıyan insanları ne zaman görse kanatlarının göğe açıldığını hisseder ve ilahi nurun tecellisinin yakınlaştığını bilirdi.
İstanbul için zaman vuslat vaktiydi. Bu vuslat *Merak, adalettir.* sözünün arkasında yatan gizemli mühürlerin artık açılma vaktinin geldiğine dair bir işaretti.
Bu hikâyede kahramanlarımız bir ok gibi kendi mavilerine yol alırlarken erdemleri ve karakterleri sadece kendilerini değil aynı zamanda tüm dünyayı da değiştirecektir. İçlerindeki gücü keşfettikleri bu yolculukta soluklanmak için aldıkları her nefes yeni başlangıçların bir parçası olacaktı."