Tükendi
Stok Alarmı“Hak’tan bir mektup geldi bana…” Sûfîler Kur’ân-ı Kerîm’i bu bakış açısıyla okumuş, bu bakış açısının gerektirdiği zarafet, saygı ve nezaketle kitaba yaklaşmıştır. İlahî kelam, Allah’tan gelen bir mektup olduğu gibi O’na giden yoldur da... İlahî kelamı okumak, Allah’ı tanımanın ve O’na yaklaşmanın vesilesidir. Onu anlamak ise, insanın halinin ve idrakinin durumuna göre farklılık arz eder. Her insan bulunduğu idrak düzeyiyle kitabı anlar, her insan bu ahlak ve idrak düzeyine göre kelamla irtibat kurar. Bu bakımdan insanların halleri, ayet-i kerimeyi gösteren bir ayna haline gelir. Sûfîler bunu, ilahi kelamın yüzünü birçok örtüyle örtmüş bir güzele benzeterek açıklarlar. Yüzünden perdelerin kalkması ise ilahi lütufla birlikte insanın ahlaken yetkinleşmesiyle ilgilidir. İnsan merhametli oldukça kelamı anlar, doğru oldukça kelama yaklaşır, cömert oldukça kelamın bilgilerine erişebilir. Bu ahlakın kaynağı ise Allah sevgisi, yani aşktır. Aşk, aşık ile maşuk arasındaki ayrılık halinde ortaya çıkan hasret ve iştiyak haliyle yaşanır. Daha sonra bir mıknatıs gibi aşığı maşuğa doğru çeker, en nihayetinde gurbeti aşarak ona ulaştırır. İlahi kelam ise aşık insana yolu, yolculuğu, maksadı ve kendisini tanıtarak onun yolculuğuna rehberlik eder.
Elinizdeki kitap Kur’ân-ı Kerîm’den seçilmiş bazı ayet-i kerimelerin bu perspektifle okunduğu metinlerden oluşuyor. Bu metinler aracılığıyla ilahi kelamın anlam derecelerine doğru bir yolculuğa davet ediyoruz sizleri. Bir mektubu okur gibi…