Bu kitabı okurken çokça gülecek, bitirdiğinizdeyse dayanamayıp bir kez daha okuyacaksınız. Güzel günleri anlatıyor bu roman. Bir zamanlar, yaşamın bugünkünden çok farklı bir şekilde sürmüş olduğu yerlere ve hep özlemle andığımız günlere götürüyor bizi. Altmışlı yılların başında, havası, suyu henüz kirlenmemiş, insanları çileden çıkmamış, sokakları milyonlar tarafından çiğnenmemiş bambaşka bir İstanbul’u anlatıyor bize. Boğaziçi’nin en şirin muhitlerinden biri olan Kuzguncuk ve birbirinden ilginç insanları geçmişin unutulmaz anılarına zemin oluşturuyor. Sayfaları çevirdiğinizde keşke birisi bunları yazsaydı diye içinizden geçirdiğiniz o unutulmaz günlerin geri geldiğini göreceksiniz…