“İsterdim ki bu yazdıklarımı evlenmeyi düşünen bütün genç kızlar okusun, kendilerine bazı dersler çıkarsın.” “Hiçbir kadın eşinin kendisine sadık olmadığını hatta aldatıldığını düşünmek bile istemez. Bu gerçekle yüzleştiğinde ise önünde fazla da bir seçeneğinin olmadığını görür. Ya ayrılacak ki ekonomik özgürlüğe sahip değilse bu seçenek çok zayıf bir ihtimal ya da durumu kabul edip boyun eğecek.” “Bir kadın ne kadar çok severse sevsin aldatıldığını anladığı andan itibaren aşk onun kalbinden, düşüncelerinden silinip hızla erimeye başlamıştır. Evlilikler zoraki ya da bir şekilde sürdürülse bile kırılmış aynanın birleştirilip yapıştırılması gibi asla eski özelliğini taşımaz. Artık ilişki çatlak çatlaktır, mükemmel randıman vermez. Ortada aşk meşk kalmamıştır. Ayakta tutulmaya çalışılan yalnızca kansız, ruhsuz iskeletlerdir. Ya da artık birbirinin olmayan bedenler!” “Sönmek üzere olan küllerimden yeniden kıvılcımlar çıkmaya başlamıştı. Elleri kalçalarıma değdiğinde istemsizce kasıldım. Hâlâ kapının arkasında ve ayaktaydık. Tekrar bakıştık; ‘evet’ anlamında gözlerimi kapadım…”