Her insan, yaşadığı anların toplamıdır. Acılar, mutluluklar, rastlantılar…Travmalar, pişmanlıklar, umutlar; bizi bugüne getiren tüm bu deneyimler, ruhumuzda bir iz bırakır ve bizi parmak izlerimiz gibi özel ve biricik kılar. Herkesten ayırır, bugünkü “beni"oluşturur. Bazen kendi hayat yolculuğumuzda geçmişimizden öğrendiklerimizle aydınlatırız bugünkü hâlimizi. Bazen ise önümüze düşen gölgemizle mücadele ederiz. Dolayısıyla her hayat farklı bir yolculuktur. Her insan ayrı bir dünyadır. Tıpkı Bahar ve Mehmet gibi! Peki, bu iki farklı yol, iki farklı dünya, iki yalnız insan Roma’da aynı gökyüzü altında nasıl birleşti? Tesadüf müydü bu yoksa tevafuk muydu ya da evrenin ince bir hesabı mı vardı? “Bir Kadın, Bir Erkek”, bir solukta okuyacağınız rastlantıların, yolların, eş zamanların, benzer yaşanmışlıkların, farklı karakterlerin ve geçmişte bırakılan izlerin hikâyesi.

Ece Yağcı