"İstiklâl Âşığı" olan Âkif, muhtuşem eserleri ile bir an olsun vazgeçilmemesi gerek zengin bir "vaha". Safahat, sadece devrinin sosyal manzaralarını aktaran bir şiiri kitabı değil zaman zaman "sessiz çığlıklarıyla" devrin dramını en çarpıcı şekilde ortaya koyan bir "ayna", devri için aykırı fikirleri en açık şekilde dile getiren bir "işaret fişeği", bazen karanlıktan aydınlığa çıkışı gösteren güvenli bir "patika" ve çoğu zamanda mütevekkil bir ruhla hakikati bütün acıtıcı yönlerine aldırmadan, dobra dobra haykıran bir "vicdan"...Şair, mütercim, milletvekili, baytar, üklesini savunan inançlı bir kahraman, İstiklâl Marşımızın yazarı... Ülkemizde, bütün bu sıfatları her anlamda dürüstçe taşıyabilen kaç insan var? Âkif, bu sıfatları layıkıyla taşıyabilme yürekliliğini hayatının her anında başarıyla üstlenmiş, "inanmış", "örnek alınması gereken" bir kişilik..."Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?" dizesinde dile getirdiği gibi "mütevazi", "Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım." dizesindeki gibi "elemli" bir ruha sahip olan Âkif, "mücadeleli", "çileli", "saf", "ibretlik", içten içe "ufuk açıcı" ve "harikulade" hayatı ve "muhteşem" eserleriyle, ne mutlu ki hâlâ "yaşıyor!". Elinizdeki bu eser, Âkif ile ilgili farklı fikirler, "Akif`in sanatıyla ilgili ayrıntılar, hayatıyla ilgili ilk defa ortaya çıkarılan belgelerle onu ve onun idealini "yaşatmaya" çalışıyor...
2. Hamur