"Eğer kişi ussalcılığın hedefinin a priori ilkelerden bir dünya çıkarsamak, deneyiminden bağımsız olarak saltık bir dizge kurmak olduğunu varsaymak için nedenler görüyorsa, ussalcığa düşmanlığında bütünüyle haklıdır. Tüm düşünmenin amacı bulduğumuz biçimiyle deneyimi yorumlamaktır, onu a priori bir ilkeden uydurmak değil. Var olanı anlamamıza yardım edecek kuramlar, ve, eğer olanaklıysa, evrensel bir kuram arıyoruz; ve böyle kuramlar deneyimin temellerinde yatıyor olmalıdırlar, havada asılı olamazlar... "Ussalcılığın temel konutlaması deneyimin her nasılsa anlaşılır olduğu, tüm gerçek sorunların her nasılsa ve herhangi bir zamanda çözülebilir olduklarıdır. Eğer us bu soruları anlaşılır olarak sorabilirse, yanııtlarını da verebilir. Ama ussallık istemi zorunlu olarak özgürlük, sorumluluk, değişim, yenilik, evrim olanağını dışlayarak saltık belirlenimciliğin ekmeğine yağ sürmez. Eğer olgusallık fiziksel bir nedenler ve etkiler dizisine ya da aynı doğada ansal bir diziye bozulursa, o zaman somut tikelin, şeyin ya da kişinin düzeneksel ya da erekbilimsel koşulların egemenliği altına girdiği doğrudur. İster fiziksel düzenek tarafından isterse evrensel bir amaç tarafından zorlanıyor olsun, insan eşit ölçüde köledir. Ama neden, amaç ve evrim kategorilerimizi böyle kaba saba bir yolda yorumlamamız ve yaşam ve bilinç de aralarında olmak üzere herşeyi durak saltıklar biçiminde görmemiz niçin gereksin? Onları böyle tasarlamak kesinlikle dar ve tarihsel olmayan bir us ve anlak görüşünü kabul etmek ve düzenekselciliğe kolay bir utku kazandırmaktır. Blok-evrenden kaçmanın yolu Romantizmden değil, geniş düşünüşlü ussalcı bir felsefeden geçer."