İslam, evren, hayat ve insana ilişkin düşünce doğrultusunda nesne ve fenomenlere bakışı diğer sistemlerin bakış açısından farklı olmaktadır. Bu temel üzerinde geliştirdiği değerler de kendine özgü değerlerdir. İslam toplumunda gelişecek edebiyat da elbet bu değerlere bağlı olarak gelişecek, onlardan ayrı veya aykırı geişmesi mümkün olmayacaktır. Çünkü İslam, bağlılarına dünyaya gelişlerinin amacı, yaşama biçimi ve hayatın geleceği konusunda çok yönlü ve her alanda belirgin, düşünce ve davranış alanında çok açık seçik sınırlar göstermektedir. Edebiyatçının da bu çerçeve dışına çıkmasına mahal bırakmamaktadır. Edebiyatın veya sanatın görevi, insanın kişiliğini veya hayatını doğal akışından çıkararak gerçeklikte yeri olmayan hayal şeklinde efsaneleştirmek değil, insanın gizli-açık kişiliğini doğru tasvir etmektir. Edebiyat, kurt sürüsü tasviri değil, insanlık dünyasına layık olan insan hayatının hedeflerini gerçekçi bir biçimde tasvir etmektir. İslami edebiyatın görevi, fazilet ve değerlerden kopmuş olan birey ve toplumun elinden tutarak durumunu ıslah etmektir.