Gerçeğin fazlası düşleri, düşün fazlası gerçekleri öldürür. Gerçek ve hayalle adlandırdığımız bu İki yolu birbirine karıştırmadan yürüyebilirsek, yolun sonuna vardığımızda düşüncelerimizin ekildiği muazzam güzellikte bir bahçe olduğunu görürüz. Kimimiz düşlere kimimiz gerçeklere sarılacak, bazılarımızın payına ise her ikisi düşecek.
Nasıl ki düşlerle örülmüş bir hayatın gerçeklere ihtiyacı varsa, gerçeklerle örülen bir hayatın da her zaman düşlere ihtiyacı vardır. Bazen bunu kader tamamlar, bazen de kişinin kendisi.
Bir Düş Yarım Gerçek, bizlere bu kapıları aralama şansı veren bir roman. Ardındakini görebilmeyi ise yetilerimiz belirliyor…