Geçtiğimiz yüzyılın büyük kültürel dönüşümüne tanıklık etmiş bir Türk münevveri olan Nezih Uzel, Mevlevî geleneğinden gazeteciliğe, sanattan ruhaniyet yolculuklarına uzanan çok katmanlı bir hayat sürdü. Galatasaray Lisesi’nde okudu, Cağaloğlu’nda gazetecilik yaptı, Üsküdar’ı teneffüs etti. Gazetecilik mesleğindeki ustası Refi‘ Cevad Ulunay ile Konya’daki Mevlânâ ihtifallerinde tanıştı ve bu seyahatte karşılaştığı isimler adeta hayatına yön verdi.

Münir Nureddin Selçuk’un arkasında kudüm vururken Necmeddin Okyay’ın derslerine devam ediyordu. Süheyl Ünver’in tezhip ve minyatür sınıflarına katıldığı sırada ise Ahmet Yakupoğlu’ndan ney meşk ediyor, Özbekler Tekkesi’nde Bendirci Muammer Baba’nın okuduğu ilahileri kaydediyordu. Bununla birlikte Edward Said ve Roger Garaudy gibi önemli isimlerin kitaplarını Türkçeye tercüme etti. Yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce konser düzenledi, müzik festivallerine katıldı.

Bir Cumhuriyet Mevlevîsi, Nezih Uzel’in hayatının izlerini taşıyan özel bir seçkidir. Her kelimesi hem gazeteciliğin hem de Mevlevî kültürünün kesişim noktasındaki bir serüveni aktarıyor. Uzel’in titizlikle kaleme aldığı hatıralarında Üsküdar Özbekler Tekkesi’nin vakûr postnişini Necmeddin Özbekkangay, yakın dönem semâzenlerinin atası sayılan Ahmet Bican Kasapoğlu ve hat sanatının ustası Necmeddin Okyay gibi birçok ismin portresi yer alıyor.