İnsanın şiire neden ihtiyacı olduğunu düşünmek aslında sorunun tek yanıtına ulaştırmıyorsa da yazılan şiirde işlevlerin, sorumlulukların, algıların yoğunlaşmasına yol açıyor. İlhan Berk seksenli yaşlarındayken ‘’hala şiir çalışıyorum’’ demişse genç şairlerin bu tespitten hareket etmeleri kendileri açısından her zaman en akıllıca yöntem olacaktır.
Genç şairin cesur ve isyankar bir dille atıldığı macera, poetic eda ile arkadaşlık kurabilecek midir? Ömer Harmankal da bu yolculuğun başındaki genç isimlerden biri. Şiirindeki ses yükselmesi, doğup yetiştiği coğrafyanın ona verdiği sevinç ve öfke, hayatına parallel olarak değişkenlik gösterdikçe, anlamın çekirdeğine daha da eğildikçe yazdığı, yazabildiği için hep döne döne dönüşecek.
Şiirlerinde bu tutku hissediliyor. Keşif ve icadın gerilediği çağda şiirin belki de kalıcı, samimi ve sadık bir dert olduğuna inanç. Ömer Harmankal, derdini far etmiş bir şair.