Fransız Edebiyatı’nın en güçlü temsilcilerinden birisi olan Emile Zola, en önemli yapıtları arasında gösterilen Bir Aşk Sayfası romanının kurgusunu aşkın, şehvetin, annelik ve kıskançlığın üzerine kuruyor. Paris’in kentsoylu ailelerinin yüksek sosyete hayatının içine girdiğimiz romanda Zola kişilerin iç dünyasını, karakter yapılarını ustalıkla anlatırken bir yandan da Paris’in içinde yaşayan farklı sosyal çevreleri olduğu gibi aktarıyor.
Hasta kızıyla birlikte yaşayan genç ve güzel dul Helene ile evli ve zengin bir doktor olan komşusu Henri’nin yasak aşkı üzerinden aşkın ve şehvetin insanı getirebileceği noktaları gösteren Zola, öte yandan dönemin Fransa’sındaki ahlaki durumu ve yüksek sosyetenin iç yüzünü gözler önüne seriyor.
Naturalizm akımının kurucuları arasında sayılan Emile Zola’nın anlatımındaki sadeliği ve akıcılığı ile içerisine rahatlıkla girebildiğimiz romanda Zola, okurunu ustalıkla kullandığı uzun betimlemeleri sayesinde 19.yüzyıl Paris’inin sokaklarında geziniyormuş gibi hissettiriyor. Karakterlerin fiziksel ve ruhsal acılarını okura geçirebilme başarısını bu romanda da sergileyebilen Zola bunu birbirinden farklı karakterlerin üzerinden yapıyor.
Kalabalık sayılabilecek bir karakter kadrosu olan romanda Zola karakterlerin psikolojik ve sosyal durumunu karakterlerin kurduğu diyalogların yardımı ile başarıyla yansıtıyor. Yüksek sosyetenin eğlenceye düşkün ama içi boş hayatından, hasta bir küçük kızın iç dünyasına, hasta kızı ile yasak aşkı arasında kalmış bir anneden, taşralı ev hizmetçilerinin sade hayatlarına başarılı geçişlerin yapıldığı roman yazıldıktan yüzlerce yıl sonra bile etkileyiciliğini koruyabilmesiyle klasikler arasındaki sağlam yerini korumayı başarabiliyor.