Arap baharının etkisiyle birçok ülkede olduğu gibi Suriye’de de önce protestolar başladı. Sonra silahlar kullanıldı. Süreç uzadıkça kriz kanlı bir iç savaşa evirildi. Küresel, bölgesel ve devlet dışı aktörlerin katılımıyla Suriye sahası büyük devletlerin hesaplaşmasına sahne oldu. Suriye halkının çoğunluğunu oluşturan Müslüman bir kitlenin iktidara geleceği endişesiyle tüm zulümlere göz yumuldu. Kimyasal silahlar var şüphesiyle Irak’ı işgal edenler, işkencelerle, konvansiyonel ve kimyasal silahlarla yüz binlerce insanın katledilmesine rağmen Suriye rejimine karşı harekete geçmedi. Geriye yıkılmış bir ülke, legalize edilmeye çalışılan terör örgütleri, katledilmiş yarım milyon insan, bir o kadar da engelli, yurdundan koparılan milyonlarca mülteci, on binlerce parçalanmış aile, binlerce yetim ve öksüz ile insan ölümlerinin haber değerini yitirdiği acımasızlık kaldı. İşte Güngör Yavuzaslan böyle acımasız bir savaşa, acılara, dramlara ve olaylara yakından şahitlik etti. Bu kitap onun kaleminden çekilmiş bir Suriye fotoğrafıdır.