Denilebilir ki yaşadığımız bu baş döndürücü kaotik zamanların en büyük problemlerinden birisi de bilgi ile bilgelik arasında bağın kopmasıdır. Üstelik bu kökten kopuşa bir de hız ve tüketim sarmalının eklenmesi işleri daha içinden çıkılmaz hâle getirmektedir. 

Değil mi ki, artık bilgiye çok hızlı ulaşır olduk. Ama bilgelikten de aynı hızla uzaklaşır olduk. Çünkü ulaşılan bilgi daha içimizde bir edime/kazanıma, yaşantımızda da bir deneyime dönüşemeden hızlıca kendini başka bir bilginin yerine bırakıveriyor.

Bu başdöndürücü anafordan en çok da çocuklarımız ve gençlerimiz etkileniyor. 

Bir düşünün! Çoğumuz hikâyelerle büyüdük. Doğrusu bu olgunlaşma serüveninde kendimiz de bir hikâye olduk yahût kendimizin de bir hikâyesi oldu… 

Peki yâ öğrencilerimiz, çocuklarımız, gençlerimiz?

Onların da hikâyesinin sizinle başlamasını istemez misiniz?

İşte bu kitap, okuyacağımız veya anlatacağımız hikâyelerle hepimizi tekrar Bilgelik Yolu’na çağıyor. 

Haydi!