Epeyce yürüdükten sonra birden durdu. Gördüğü şey çok şaşırtmıştı onu. Hayret, dedi, buraya toprak mı dökmeye başladılar? Şuna bak, en azından beş-on kamyon toprak getirmişler buraya.
Gerçekten sazlığın bir kenarına epeyce toprak yığılmıştı. Hatta dökülen bu taş ve topraklar küçük gölün sularına kadar erişmiş, bir kısmını yutmuştu!
Bilal’in canı sıkıldı. Geri döndü.
*Bu sazlığı kuruturlarsa, artık hiçbir kuş gelmez!* dedi üzüntüyle. Babasına durumu anlatmalı, bir çare bulmasını istemeliydi. İyi ama babasını kim dinlerdi Bilal’in?